entry'ler (107)

teoman

türkçe sözlü popüler rock müziğin en büyük ismi,mihenk taşı. son albümünü beğenmeyenler teoman'ı ve onun şarkılarıyla kurduğu dünyayı zaten sevmeyenler,içine girememiş olanlardır. yoksa bu da şarkı sayısını tamamlasın diye yapılmış bir şarkı bile yok. 10 yıl önceki albümlerine serpiştirsek limanında, çölde çiçek, kadının gidişi, kum saati, sardunyalar arasında, hem hayattan hem ölümden, seninim son kez gibi şarkıları çok tutardı. bugün bir çok şarkıcının yeni çıkan albümü hakkında eskileri kadar iyi değil ya diye yorum yapma yanılsamasına kapıldığını görüyorum herkesin. yanılsama diyorum çünkü bu eski tadı alamama durumu hayatınızdaki diğer şeylerle karşılaştırın, ilk sevgiliniz, ilk arabanız, ilk mahalleniz, ya da işte yediğiniz ilk pizzayla bininci pizzadan aldığınız haz aynı değil, bu da normal hayat böyle. patronun sözleriyle entry'e son verelim; "bir karamel tadıysa dünya senin ağzında, gittikçe azalan her nefes aldığında..."

serdar aziz

galatasaray'a gelirse kısa zamanda yaptığı hatalar ve penaltılarla kısa sürede gözden düşeceğini öngörüyorum. az bir para fark vererek gerçek avrupalı ömer toprak ve serdar taşçı tercih edilmeli. eğer tarık çamdal ve hakan çalhanoglu telles'le beraber getirilebilirse önümüzdeki 3 yıl galatasaray ilk 2'yi bırakmaz.

karl heinz feldkamp

2008 yılındaki o kötü kadronun şampiyonluğunda kendisinin payı unutulmuş, dönemin teknik direktörlerine göre çok cüzi bir paraya galatasaray'da çalışmış, değeri bilinmemiştir.

münir özkul

2013 yılının son kurbanlarından biri olabilir diye düşündüğüm usta oyuncu amcamız. 2013 öyle tehlikeli bir yıl ki bendeniz verem hastalığına yakalandım, modern tıbbın avuç dolusu antibiyotikleri olmasa 2013'ü belki çıkarırdım ama 2014'de kanlı mendiller eşliğinde gidiverirdim.

maçtan önce atıp tutan gsli yazarların capsi

bir galatasaraylı olarak hazırlayan arkadaşı takdir ediyorum. yıllarca atıp tuttuk beyler, kabul edelim kadıköy'de yenemiyoruz, yeneceğimize gerçekten inanmayı bırak, kendi kendimize bile bir şekilde yenilmeyi yine başarıyoruz komedi penaltılar, acaip kaleci hataları, akılalmaz defansif hatalar vs. 15 senedir ezeli rakibini orda yenemezsen ama hakemdi, fauldü, baskıydı, şikeydi falan demene lüzum yok köy takımları gelip çatur çutur fb'yi kadıköy'de yendi, arsenal falan 3-5 sallamadan gitmedi, kıçı kırık marsilya dakika 90'da 2-0'dan 2-2 yapıverdi. tek kazandığımız ışıkları söndürerek vermek zorunda kaldıkları şampiyonluk kupası. bu bize psikolojik üstünlüğü geri getirirdi hakkaten ama biz tuttuk geçen sene yine çok basitçe yenilip üstüne saha ortasında şampiyonluk kutladık. bunları geçtim bir dönem artık fb'yi kendi evimizde de yenemez hale gelmiş, bir sürü su şişesi fırlatmıştık en sonunda zıvanadan çıkıp. tt arena'daki ilk derbiyi 1-0 öndeyken yine 2-1 verdik ilgili abdürrahim albayrak videosunu bulursak ne derece vahim, travmatik günleri geride bırakmışız ve avrupa'da çeyrek final görüp yine şımarmışız. velhasıl bir şeyde başarılı olabilmek için önce başarısız olduğunu kabul etmek lazım, yenemiyoruz arkadaş 15 senedir ilaç için bir galibiyet alınmıyorsa bunda herkesin kabahati vardır. sağın, solun, stoperin, sağ kanadın, sol kanadın yıllardır yok, yıllardır taş gibi bir takım kurmayıp çilekti, pastaydı, kremaydı uğraşmışsın, yeni hagi romantizmine girmişsin, keita'yı gönderip uçan kanat sevdasına genç yıldız bruma'yı getirmişsin,ben büyük kaptanım,şöyle büyük galatasaraylıyım diyen arda'yı azcık yönetim becerisiyle koçumsun diyip gözünü boyayıp takımda tutamamışsın, tutup bir de gündüz seansları sinema kapatmak istersen sinema sahibi sana 50 liraya salon kapatır avm'lerdeki sinemalar o derece boşken adamı sinema kapattı diye küstürmüşsün, hocan büyük olunca,imparator olunca kel gözükmemiş, şapka fiyakalı göstermiş, şampiyonlar ligi'nde 6 yiyince ilk acabalar kafalarda belirmeye başlamış, 2 senede şenol güneş'le kendini bambaşka seviyelere çıkarmış, her yerden vuran, her yerden atan burak yılmaz'ı bjk'ye ilk geldiği sezondaki gibi kanatta oynatmaya çalışmak falan nerelerden çıkarıyosun bunları? kendi kendini baltalayan, 2 başarıda şımaran, havalara giren taraftar topluluğuyuz biz arkadaş, kaptanımız sabri. we have drogba'yı bırak, we have sneijder ama nerde defans, xelçuk küstü küsecek, melo penaltı vuramayacak kadar derbeder. bu kafalarla fb'yi 15 sene değil 25 sene geçse yenemeyiz. şike sürecini bile bu kadar başarılı atlatan gürültü patırtı kopmadan teknik direktörünü değiştiren, doğru transfer hamleleri yapan, hakkaten yetenekli ve ilaç olabilecek potuk'u üçe beşe bakmadan rakibinin elinden söküp alan takımı da tebrik ediyorum. adam akıllı taraftar olalım böyle capslerimiz olmasın.

cem yılmaz vs atalay demirci

atalay demirci anadolu çocuğudur, cem yılmaz beyoğlu çocuğu. atalay demirci cem yılmaz kadar para kazansa bile sanmıyorumki cem yılmaz gibi züppece bir garaja sahip olmak için paraları savursun.

ötelerden gelen edit: tamam hepiniz çok seviyormuşsunuz cem yılmaz'ı. ben de seviyorum özellikle hokkabaz filmini fakat eğri oturup doğru konuşalım cem yılmaz yozgat'tan fakir bir aileden çıksa binmez o arabalara, bindiğinde huzursuz olur.

aurelien chedjou

bu kadar aptal bir penaltı yaptırmaya hakkı olmayan fitbolcu. yanında semih oynuyormuş da, solunda adam yokmuş da, sağda eboue boşluk veriyormuş da bilmem ne. ujfalusi reyisin yanında da bunlar oynamıyor muydu buna rağmen en az gol yiyen takım değil miydi galatasaray? hatta ujfalusi reyisin önündeki selçuk ve melo asist ve gol manyağı olmadı mı? demek ki olay yanında oynayanlarda değil boşu boşuna yabancı kontenjanını 2 kere aptalca penaltı yaptıran chedjou'yla israf etmeye gerek yok gökhan zan ağır kalır, adam kaçırır, kafa vurdurur, ayaklarına çok hakim değildir ama adamın üstüne kontrolsüz yüklenerek ve 50 metreden öteden orta açılan tehlikesiz topa elle müdahale ederek gerizekalıca, aşağılıkça penaltı yaptırmaz.

bruno eduardo regufe alves

chedjou malından daha ucuz paraya gelip takımında dik duran oyuncudur.

imparator fatih terim

2 hafta üst üste oynanacak sivasspor ve kasımpaşa maçlarında yaşanacak olası puan kayıpları sonrası tt arena'daki her maçta daha büyük kitlelerce söylenmeye devam edilecek tezahürat.

galatasaray

fenerbahçe'nin artık hiç bir şey yapmadan da kadıköy'de rahatça kazanmasına izin verecek seviyeye gelmiş takımım. sezon başında fikstürü eline alsan bu maç için en fazla 1 puan alırız yazabilirsin, kaybetsek telafisi var dersin ama 2 maçın çok formda sivas ve kasımpaşa ile üst üste. olası senaryo 6 puan kaybettin fark 15'e çıkacak iki haftada bir tt arena imparator fatih terim diye inlemeye başlayacak o zaman kurumsal aysal ne mancini'nin arkasında durabilecek, ne de futbolcuları prim vaadiyle galibiyete şartlandırabilecek. devre arası çok milyon eurolar basıp çok iyi türk futbolcuları bulup alsa da uyum süreci müreci derken galatasaray bu ligi 12 puan farkla 3 ya da 4. sırada tamamlar. başarı gelmeyince mancini paşalar gibi tazminatını alır temmuz ayı geldiğinde mancini'yi, önümüzdeki haziran'da da ünal aysal'ın galatasaray başkanı olduğunu unuturuz, hatırlamayız. aslolan galatasay'dır çünkü.

kyk wifi

bizim zamanımızda (sene 2004-2007)kyk'da değil wifi, odasında priz bile yoktu koridordaki ütü masasının altındaki prize 3 liralık ketılı bağlayıp sallama çayı yaptık mı yanına da kantinden çekirdek al işte zaten muhabbete bağlamıştık. hey gidi günler şu an duyuyorum odalarda buzdolabı, banyo gibi asgari medeniyet unsurları varmış, biz cep telefonlarımızı (en iyi modal 6600 ve 7610, en kötü model 3310 o yıllarda) girişte, 3 kat aşağıdaki kilitli kutuların içindeki prizlerde şarj ediyorduk.

tomas ujfalusi

şu takımda her türlü iş yapacak büyük şef. ah be fatih hoca yabancı sınırı falan demeyecektin koyacaktın 2 senelik kontratı önüne. ilk şampiyon olduğumuz yıl nasıl sağlam bi takım görüntümüz vardı geride büyük şef, ilerde ulu johan. şimdi acayip bir takım olduk tanıyamıyoruz.

metal dinleyenler dinlemeyenlere göre daha zekidir

metal dinlemek iyi güzel de metal dinliyorum diye saçlarını uzatıp 3 günde bir yıkamak zorunda değilsin, o burger king hamburgerleriyle coşturduğun yanına da işte 10 lirayı denkleştirip aldığın 2 birayla sarkıttığın göbeğini, kafa sallarken terlettiğin, güneşte soldurduğun 10 liralık siyah t-shirtlerini tarzmış gibi sunmamalısın. henüz 20 yaşındasın ve mühendislik okuyorsun lan kızlarla münasebetin zaten zayıf biraz kendine bak, ondan sonra git andy james dinle adam flight of icarus'ta coşmuş metal dediğin böyle olur.

dünyanın en talihsiz erkeklerinin türkler olması

facebook ve twitter'ı çok yanlış anlamış atarlı ergen aforizmaları, demet akalın tarzı çok gördüm geçirdim sen kimsin tarzı şarkı sözü paylaşma yeri sanan yeni nesil kızlarla aynı ülkede yaşadığımızı varsayarsak doğru bir varsayımdır. biz halbuki oradan john mayer, clapton parçaları falan paylaşıyoruz, en kötü işte ünal başgan yanlış yaptın yazıyoruz. türkiye'de erkek olmak çok zor çünkü neyinizi, niçin beğendiğiklerini gerçekten anlayamazsınız. yakışıklı olmanın da (bkz: ben kendimden biliyorum) dezavantaj, kitap okuyan, kendisine popüler kültür tarafından sunulanı kabul etmeyip kendi beğenilerini oluşturan erkek olmanın da dezavantaj olduğu bir ülke burası. kel, göbekli, gözlüklü olmalı benim aşkım diyor, sonra da seni beğendiğini söylüyor mesela. e alakam var mı öyle bi adamla yeşil çay içiyorum ben her gün o kalan son 5 kiloyu vermek için be güzelim. tavsiyem genç olanlarını artık yaşım gereği çok tanıyamıyorum ama 25 yaşın üstüne çıkmış hala nişanlı evlilik yolunda, ya da uzun süreli bir ilişkisi olmayan hanım kızlarımızdan uzak durun onlar artık mantık avcısı. işiniz düzgün mü, eliniz ayağınız temiz mi, onun sözünden çıkmayacak kılıbıksal potansiyeliniz iyi mi artık ona bakarlar. televizyondan imirzalıoğlu ya da işte yeni çıkan bir kaç çocuk var buğra gülsoy, mert fırat falan bunları izleyip beğenirler, sizinle de idare edip ortalama bir yuvaya çöreklenmek isterler. evet dünyanın en talihsiz erkekleri türkler.

vivident storming

hastane günlerimin yegane sakızı. acı antibiyotik tadını almak için birebirdir hele ki serum içinde verilmişse o antibiyotik bu sakızı çiğnemek elzemdir. çok çiğneyince ve iyileşince uzun zaman unutursunuz o acı nane tadını.

wesley sneijder

dün akşam korku psikolojisi yüzünden oynatılmasa ciddi şekilde sakatlanmayacak oyuncuydu yine bir fenerbahçe maçı sneijder'siz geçecek.

evlilerin öğrenim kredi borcunun silinmesi

günümüzde evlenmenin 40 bin tl'lere varan maddi külfet getiren ve söz, nişan, takı, gelinliğe 3-4 bin tl verilmesi gibi aşkla falan hiç alakası olmayan tamamen maddi durumu sarsıp, psikolojiyi bozan sıkıntılı bir durum olduğu apaçık. vardı böyle üniversite okurken kafaya evlilik takan göbekli, bıyıklı bir arkadaşımız ailesi borca harca girdi, okuduğu yerde bir ev satın aldı, altlarına da ufak bir araba, kızın ailesi de varlıklıydı geçinmeleri için gereken parayı gönderiyorlardı. şimdi biz tavuk dürüm parasını bulmuşken yanına ayran alsak mı almasak mının hesabını yaparken, bırak evlenmeyi çoğu yemeği de kız arkadaşıma ısmarlatırken ya da en büyük lüksümüz evde internetten inidirdiğimiz filmi çay, bisküvi eşliğinde izlemekken (yanına da bim'in pringles çakması acılı cipsi) kafadan en az 40 bin tl harcayıp yasalar altında iş pişirme hakkı kazanmış insanların kredi borcunu sil, biz 3 bin tl alan memur adam olmayı başardık hadi yırttık ama 3 ayda 1 700 küsur kredi ödediğimiz için de bu sefer evlilik parası biriktiremiyoruz aman bizimkini silmeyin o sildiklerinizinkini de 1000er tl bize ekleyin bari.

tanım: zengini daha zengin etmeye and içmiş sistemin uzantısı bir karar.

armindo tue na bangna

eğer bir türk takımına kiralanırsa kasapların ve kazmaların arasında gelişemeyecek, eğer yabancı bir takıma kiralanıp da uyuyan devler uyandırılırsa 20 milyon euro'ya her türlü gidecek ve asla geri dönmeyecek sivilceli yetenek fırtınamız. biz bu çocuğu izlemekten keyif alıyoruz zaten kısır geçen transfer dönemimizin en seyir zevki veren futbolcusunu hala en az 45 dakika sahada görememek psikolojimizi bozuyor.

33 cl lik su

eriklinin 40 kuruşa satarak kazığı yağlı geçirdiği sudur.

wesley sneijder

28 yaşında herifim odamda sneijder'in ve ali sami yen'in posteri asılı.galatasaray'ın 100.yıl formasının arkasına adımı yazdırıp eskişehir'imin 26 numarasını altına kondurduktan yıllar sonra ilk defa ismine forma aldığım oyuncu sneijder. geçen seneki performansıyla lincoln tadı verdiğini düşünmüştüm ama bu sezon büyük düşüş ve hayalkırıklığı yarattı hepimizde. şu futboluyla geçen sene süper ligimizde top koşturan ibriçiç'i kendisine tercih ederim.eğer devre arası manchester united,liverpool gibi bir takım 5-6 milyon euro veriyorsa hemen satılmalı ve yıllık külfetinden kurtulunmalı. yoksa sözleşme bitimi kendisi en fazla ajax'a,oradan da feyenoord ile alkmaar arası bir takıma gider ve çok da zorlamadan futbolu birakır ismini bile zor hatırlarız.